Tuesday, July 18, 2006

kocaman şişik lastikler, ve elektriğe bağlı turuncu otobüsler


ortalama gelirin 200 euro olduğu bir memleketin başkentinden bahsediyoruz. sokaklar pis, caddeler geniş; ama trafiğe pek uyan yok. yayalar da alışmış. "istanbul'da mıyım? ama bu kadar fakir olamaz." dik merdivenler ve pazaryeri. sabah bozdurulan 10 euro. akşama kadar iki öğün yemek, bira ve tren için yapılacak alışverişle anca tamamı harcanabilen 10 euro. "nasıl bir ucuzluk bu? nasıl bir fakirlik?" belgrad!?

çıkılan tepeler. 70ler türkiye'sini andıran sarı camlı, yıkık, kirli banka binaları, ama sokağın sonunda eski taş bina. geniş avlulu. somurtan sırplar ve birazdan önünde saat 13.00 sularında schengen vizelerini alabilmek için bekleşen 150-200 ile bakımlı bina avusturya konsolosluğu. belgrad'ın ana ortodoks kilisesi ve güzelleşen bir tarihi başkent. arnavut kaldırımlı sokaklar, efes pilsen sponsorluğunda barlar ve güzel nehir manzarası. yanıma gelip, bunaltıcı sıcağın üzerine yağmaya başlayan yağmurda yüzleri gülen, işlerinin arasında sigara molası veren sevimli sırp teyzeler. yüzü gülen sırplar!! aynı, akşamüstü, somurtan ve 6 kişilik kompartmana girmene izin vermeyen 2 sırp'ın yan kompartmanında kompartmanlarındaki tek kalan yeri paylaşan 5 sevimli sırp gibi.

alışveriş caddesi. hugo boss, benetton, instituto cervantes. canlılık. sadece fakir olmayan bir şehir. tarihinin üzerine modern merkezini de gösteren bir şehir. ve hemen paralelinde cumhuriyet meydanı ve en geniş cadde. durağa yaklaşan garip bir sesle fren yapan otobüs. lastikler de inik gibi. garip bir otobüs. hayır! bir troleybüs! turuncu, sanki en az 30 yıllık ve ileride troleybüs durağı. camları kırık, 50 yıllık tramvaylar, hemen alışveriş caddesinin girişinde.

ve belgrad kalesi! bütün şehri, nehri ve etrafı gören kale. "1456", "törkörü" yazıları. bir zamanlar osmanlılar'ın gelişini bekleyen kale burçları. akşamki konserler için hazırlanan sahneler, ve "balkan müzikleri festivali" için hazırlanan ekip/ekipman. yaklaşan tren saati ve 1.5 saat rötar yapan tren. badanaları akmış, koltuklar neredeyse çürümüş. sabah bankadan çektiğim gıcır sırp dinarları çoktan gitmiş, cebimde 2000 üretimli, hala geçerli ama sadece sirkülasyonda olan eski yugoslav dinarı. beglrad! eski milletleri başkenti, ayakta kalmaya çalışan bir sırbistan'ın başkenti. gülen teyzelerin, somurtan sırpların; arkadaşlık etmeye çalışan; içinde bulunduğu bölgeye kan gölüne çevirmiş, komşularına kan kusturmuş kasapların sırbistanı. ve onun bir garip başkenti.

No comments: