Tuesday, June 17, 2014

Kucuk parklar ve kocaman yurekler

Bugun ogleden sonra bu ufak parkta, bankta oturuyordum. Tesvikiye'nin ortasinda, yani basindaki yuksek yogunluklu mahalle sakinlerinin nefes alabildigi parkta. Cocuklar top oynarken, yanimdaki teyze pasajdaki caycidan bana kahve ismarlamayi teklif etmis ISID'in nasil bir orgut oldugunu soruyordu. Kurtler'i anmadiysa da Turkmenler kadar Aleviler'in de aci cektiginden bahsederek... Otoyollarin kenarindaki yesilliklere mahrum birakilmayacak kadar eski, yogun ve zengin bir muhitten bahsediyoruz elbette.

Dun aksam eve donerken ise aklimda su soru vardi: Istanbul'daki yesil alanlarin duzgun bir envanteri cikarilamaz mi? Bundan kastim yalnizca planlarda 'yesil alan' olarak gorunen yerler degil elbette - yol kenari peyzajlari, betona donusmus parklar ya da asosyal kamu alanlarini kapsayan degil, gozlemler, anketler, etrafindaki orulu bolge ve ulasim aglari ile birlikte kullanim odakli bir envanter...



Gelgelelim bu aksama. Merter'de ufacik bir park olan 29 Ekim Parki'ndayiz. Yanibasindaki 3M Migros'un yaklasik 3te biri bir alana yayilmis, kentin en onemli 2 (yakinda 3 olacak) karayolu arterlerinden birinin dibinde, hafif metro koprulerinin altinda bir park. Gerginlestirilmis perdeye Can Dundar'in yonettigi 'Gozdagi' belgeseli yansitiliyor. 55 dakika icerisinde, Gezi Direnisi'nin ilk 48 saatinde gozlerini yitiren 6 genc uzerinden siddetin devlet eliyle kamusallastirilmasini irdeliyor Can Dundar. 'Goz' betimlemeleri ile aciliyor Can Dundar'in kendi anlatimiyla seslendirdigi belgesel.

'Gozumuzun onunde bulunan bir parkta' 'Halkin direnisinin goze batmasi' gibi betimlemeler kadar ilk 48 saati anlatiyor olmasi da Can Dundar'in, hassasiyet dahilinde bir manidarlik iceriyor.Iktidarin surekli olarak 'ilk 2 gunden sonra isin icine siddet unsurlari girdi' demesi, ilk 2 gun gerceklesen akilalmaz siddeti manasizlastirirken, ilk 2 gunde gozlerini, uzuvlarini, hayatlarini kaybedenlerin acilarinin dinmeye vakit dahi bulamadigi muteakip gunlerde yasanan (ve o gunlerde Iktidar'in iceri sizarak kiskirttigini Gezi'de fiziksel olarak bulunmus hepimizin gozlemledigi) karsilikli siddet iceren unsurlari da tartismanin merkezine oturttugu o cirkin anlatidan da bir adim geri atip, ilk gunlerdeki enerji ve odak noktasini tekrar animsatmaya calisiyor Can Dundar.

Bununla ilgili olarak da utangac bir tavri yok kendisinin. Gosterimden sonraki aciklama ve sorulara verdigi cevaplarda tutarli, akilci ve samimi konusuyor Can Dundar. Acikcasi Gezi sonrasi yalnizlastigini, yalnizlastikca da romantik olarak etkisizlestigini dusundugum Can Dundar'a karsi onyargiya sahip oldugumu hissediyorum. Esasinda Park'taki gosterim ortaminin (55 dakikalik gosterim boyunca surekli alkis, yuhalama ve tezahuratlarla izlenen bir filmden bahsediyoruz) da eslik ettigi bir ruh halindrn bahsediyoruz. Can Dundar'in niyeti unuttugumuz birlikteligimizin gucunu tekrar hatirlamak ve park park gosterimlerde, Forum'larda potansiyel enerjimizi animsamak.

Bu hususta gosterimlerin yalnizca park ve salonlarda toplu halde yapilma amacini akilci buluyorum. Tabii siklikla ifade edilen 'tefeciye tefe satmak' riskleri ile bu enerjinin sindirilmesi riskini es gecmeyerek. Seyircilerden biri soruyor: 'Gezi'de Iktidar hazirsizlikti, artik her tepkiyi ezebiliyor. Peki bundan sonra nasil hareket edecegiz?' Can Dundar, toplumsal ve orgutsel muhalefete inaniyor.

Benim de inandigim bir kac metod var, konusup, tartisip uygulamaya gecirmek icin efor sarfedilebilecek. O meshur 'dinlemek istemeyenlerle nasil iletisecegiz?' sorusuna yanit olabilecek. Bunlardan biri, yasadigimiz sehri enine boyuna daha iyi tanimak olabilir mi? Forumlarin bunu sosyal boyutta bir nebze yaptigina eminim ama planci, mimar ve tasarimcilara da cok is dustugu kesin. Sokaga cikmayi hatirladik ya, neye sahip oldugumuzu veya neyin eksik kaldigini da kagit uzerinden degil, sokaklarda, parklarda, mahalle aralarinda anlamaya, anlatmaya ihtiyacimiz var. O parklari, o mahalleleri korumak icin gozlerini kaybedip bu aksam gosterimde bizleri yalniz birakmayanlarin istegi de bu yonde - buna istersek 'borc' diyelim, istersek 'dayanismanin dayanilmaz hafifligi'...



Tuesday, April 01, 2014

30 Mart 2014 Yerel Secimleri, Elektrik Kesintileri ve Cekismeli Iller

AKP secimi hangi illerde yakin goturuyordu, elektrikler nerelerde kesildi ve bunun sonuclara ne gibi etkileri olmus olabilir?! 

Oncelikle su bilgileri gecelim: veritabanimiz iller bazinda Buyuksehir ve Merkez Ilce Belediye oylarindan olusmakta. Yani, ilce ve sandik ozelinde yasandigi iddia edilen usulsuzlukleri yakalamak icin cok buyuk bir olcekteyiz (sandik ve ilce verilerini Excel formatinda paylasabilen olursa, ona da bakabiliriz).

Ayrica, 'elektrik kesilen' iller verimiz de Twitter'da dolasan ve 21 ili kapsayan haritaya, Zaman ve Hurriyet Gazeteleri'nden okudugumuz makalelerde ismi gecen 3 ilin daha eklenmesiyle olusan 24 illik bir liste. Bu illerde ne zaman, ne kadar sureligine, tam olarak nerelerde ve neden elektrik kesildigi ise muamma olmakla birlikte, calismamizin spekulatif etkisini pek artirmakta.

Ve dolayisiyla ne gorduk (ya da ne goremedik?): Asagidaki haritalarda ozetlendigi haliyle, elektrik kesintisi ile iller bazinda oy oynamalarinin cok da etkili olmadigini gorduk. O halde buyurun bakalim haritalarimiz ne diyor...

Anekdotlar esliginde, 30 Mart 2014 Yerel Secimleri'nin yapildigi gun 24 adet ilde elektrik kesintilerinin olduguna dair bir bilgi edindik (Harita 1'deki siyah renge boyanmis iller).



AKP'nin, iller bazinda yarisi basabas goturdugu illeri tespit ettik. AKP'nin kazanmis ya da kaybetmis olsun, ilk 2'ye girdigi ve en yakin rakibiyle arasindaki farkin en fazla %1 (koyu), %3 (orta) veya %5 (acik) oldugu illeri, 'sicak iller' ('saibeli iller' diyeni de var) belirledik (Harita 2).



Daha sonra elektrik kesilen iller ile AKP'nin secimi yakin goturdugu illeri gosterip (Harita 3),



Esasinda AKP'nin bu illerden kazandigi (ya da kazandigi soylendigi) yegane 2 il olan Ankara ve Ardahan'i goruyoruz (Harita 4).



Son olarak da, AKP'nin ilk 2'de bulundugu 77 ilde en yakin rakibi ile olan net oy farklarinin %10 oldugu (eksi ya da arti) 32 ildeki oy ortalamalarini alip, bunu elektriklerin kesildigi ve kesilmedigi iller arasinda karsilastirdik. Elektriklerin kesilmedigi yerlerden, elektrigin kesildigi yerlere dogru AKP'nin yarattigi oy farkinda pozitif bir egim olup, bunun 'statistically significant' olup olmadigina baktik. Tabii ki, herhangi bir significance'a ragmen, oy kaymalarini sadece elektrige baglayamayiz, ama daha derin bir analiz yapmak icin de elimizde yeteri veri yoktu. Sonuc olarak bu analizde de gorduk ki, her ne kadar elektrik kesilmeyen illerde 0.7%lik bir oy farki ile kaybediyor, ve kesildigi yerlerde %0.6 ile kazaniyor, dolayisiyla elektrik kesintisi oy ortalamasinda + yonde %1.3luk bir oynamaya tekabul ediyor gorunse de, bu averajlardaki farkin istatistiksel olarak 'significant' oldugunu goremiyoruz. Bununla ilgili 32 ilde, AKP'nin kazandigi ve kaybettigi 16sar il ve elektriklerin kesik oldugu 9 ve olmadigi 23 il arasindaki oy farklari da bir sonraki calismaya....

Saturday, March 29, 2014

2014 Yerel Secim Notlari III

Secimler oncesi son mesajim ve atamayacagim oyumun rengi:

Sirri Sureyya Onder'in konusmalari hakkinda paylasacagim dedim yorumlari paylasmak icin bir turlu vaktim olmadi. Onu da derinlemesine paylasmadan genel yorumlar biraz haksizlik olacak aslinda. Hem vakit darligindan, hem de dinlemesi en kolay ve keyifli olan Sirri Sureyya oldugu icin heralde bir turlu gerceklesmedi bu eyler, ama bir yandan da hepimizin en cok ve yakindan takip ettigi aday oldugu icin umarim bu istisna mazur gorulebilir.

Daha once IBB icin 3 onemli aday hakkinda da 3er tane onemli arti ve eksi gozlemlerimi derledigim bir ufak not hazirlamistim, onu paylasmak faydali olabilir. Esasinda, belli konu basliklari altinda kentsel politikalarin karsilastirildigi bir yazi yazmak isterdim fakat bu cok guc: Birinci nedeni, Kadir Topbas disindaki adaylarin genel olarak konularin icini dolduracak kadar veri saglamiyor olmalari. Sirri Sureyya Onder (ve Pinar Aydinlar) yerel yonetimin siyasi felsefesi disinda yerel secimlere dair hicbir bulgu paylasmiyorlar. Sarigul'un projelerini de tutarli ve manali bir butunun parcasi olarak ele almak zor. Halihazirda iyiden iyiye genel secim havasina burunmus (yalniz bu ilk degil, her genel secimin yerel secim, ve yerel secimin genel secim gibi tartisildigini unuttuk sanki) bu ortamda, isin halen 'yerel' boyutunu da gozeten su yorum/sorulari paylasmak istiyorum:

Sarigulculer:
+Oy oranlarina gore AKP hegemonyasini kiracak en guclu adayin Sarigul oldugu malum. CHP ve Sarigul ozelinde oy vermek isteyenler disinda, Sarigul'e gidecek oylarin onemli bir kismi bu sebepten gelecek.
+Sarigul, Sisli'de 38%, 65%, ve 56% oylarla 3 donem secilmis bir Baskan. Genis kitlelerden oy aliyor, yaptiklari islerin cogu onemli destek goruyor. 15 yildir Belediye yonetiyor, hirsli, caliskan bir siyasetci (her ne kadar bunun kotu yanli egilimlerini gozlemlemis olsak da).
+Beyanlarina gore, isin uzmani danismanlarla calisacak ve Belediye Meclisi'nde tek basina hareket etmeyecek (ilce belediye baskan adaylarinin belirlenmesinde oynadigi etkin rolun hem bir pazarlik, hem de bu sebepten oldugunu da dusunebiliriz).
Fakat,
-Gozlemledigimiz kadariyla katildigi programlarda duzinelerce verisel (hem de cok basit) hatalar aktariyor, anlattigi projelere hakim bir goruntu cizmiyor ve bunlari genel bir cerceveye oturtmak cok zor.
-Orgutsel (Parti) sicili zayif, dolayisiyla uzerinde vurgu yaptigi takim oyunu / katilimci (vatandas anlaminda olmasa da) ya da hesap verilebilirlik/seffaflik konusunda guvenilirligi kusku verici.
-Gezi'de nerelerdeydi? Cemaat'e ne kadar ve ne acilardan yakin? Sosyal demokratliktan gercekten ne anliyor? Bu gibi daha genis sorular ise zaten cogu kuskucunun en cok sordugu sorular.

Sirri Sureyyacilar:
+Sarigul'e de, Topbas'a da verdigi yanitlar muntazam, bilgili ve yerinde. Cok iyi bir muhalefetci oldugu gercek. 2011 secimlerinden beri de TBMM'de aktif ve coklukla neredeyse fanatizm derecesine varilan bir destek gordugu bir muhalefet izliyor ve genel siyasetin tekduze ve sikici (ve en onemlisi de, icine kapanik) resmini biraz degistiriyor.
+Gezi'de, yaptiklari kahramanliklarin yaninda, 2011'de secildigi secim cevresi olan Istanbul 2. Bolge vatandaslariyla birlikte hareket eden, MV olup da gercekten secildigi secim bolgesinde siyaset icra eden az sayidan biri.
+HDP'nin katilimci, ileri goruslu, tabana yayilan siyasi bildirgesinin temsilcisi. Siyasi felsefe baglaminda gorusleri tutarli ve samimi.
-Yerel yonetimlerde tecrubesi yok ve bu onemsiz bir baslik degil. Esbaskan adayi Pinar Aydinlar'in bu konudaki sicili daha da zayif.
-AKP-B/HDP gorusmeleri, Ocalan'in niyeti ve HDP'nin ortaya cikis zamanlamasi kusku uyandirici. Ocalan-AKP gorusmeleri disinda Kurt Hareketi'ni temsil eden bir siyasi acilimin gorunurde var olmuyor olmasi, ve HDP'nin ozellikle bu konuya vurgu yapiyor olmasi icinde tutarsizliklar barindiriyor.
-Istanbul'u, anlattigi ideoloji baglaminda yonetmesi imkansiz ve bu sadece karsisinda Ankara olacagi icin de degil. Kaldi ki, fikirsel altyapi ile, olasi siyasi ortaklari/calisma arkadaslari ile nasil bir uyum saglayacagi uzerine de suphe uyandiracak hareketleri oldu.

Topbascilar:
+Lami cimi yok, belediye baskan adaylari arasinda konuyu en iyi bilen (en iyi uygulayan demiyorum) Topbas. Sunumlarini dinlerken de, itiraz edilip karsisina gecilebilecek (ki cokca madde var) en rahat aday -- bunda iktidar olmasinin getirdigi dogal bir durum da var.
+10 yildir Istanbul'un basinda, 5 yil da Beyoglu'ndaydi, oncesinde de Erdogan'a danismanlik yapti. "Territory"sini biliyor. Her ne kadar cogumuz hakim olmasak/sevmesek de, yonettigi 14 milyon nufusluk cografyada bir cok bolgeye, ve o bolgede yasayanlara hakim.
+Halen, toplumun onemli bir kismindan destek alabilen bir siyasetci.
-Erdogan'in gudumunden cikamiyor. Erdogan'in gidici oldugunu dusunsek bile, yapilmis tahribat ve yapilacak tahribat yeteri kadar zayif bir karne olusturuyor. Bir onceki maddede + hanesinde olan toplumun bir kismina yakinliginin aksine, onemli bir kismi ise onun (veya partisi) icin sadece birer istatistiksel veri. Ozellikle, anlami hicbir sekilde doldurulmayan "kentsel donusum" projelerinde de goruldugu gibi, insan odakli kentlesme cozumlerinden cok uzak, buyuk projelerin altinda imzasi var.
-Kurdugu IMP'yi (ki kadrosunda zayifliklar da vardi) koruyacak kadar dahi isin arkasinda duramadi. IBB'nin daire mudurleri sadece "evet efendim"cilerle dolu ve kadrolasma konusunda da derin supheler uyandirdi. Bir takim lideri ya da oyuncusu goruntusunu veremiyor.
-Gezi hakkinda en ufak bir olumlu cikarim dahi yapmayan (yapmaktan itina eden) birinden, bundan sonraki donemde farkli bir tavir beklenebilir mi?

Genel gozlemlere donecek olursak:

Tayyip Erdogan'in uluslararasi arenada kredisi tukenmistir. Kendisi, er ya da gec gidecektir. Bu secimde Istanbul ve Ankara'yi kaybetse dahi gitmeyebilir (ama surec hizlanabilir), ama mutlaka gidecegi asikar. Cumhurbaskani olamayacak ve 2015 Genel Secimleri'nde agir bir darbe alirsa, layikiyla son bulacak hukumranligi. AKP giderken arkasinda cok ciddi bir iktisadi, siyasi ve toplumsal enkaz birakacak. Bu enkazi toparlamak kolay olmayacak ve Yerel'de de, Genel'de de, ciddi calismalar gerektirecek. Ama Yerel yonetimler de simdiki secimle temeli atilan olusumlarin 2015'ten sonra cok onemli bir teskil edecegini lutfen unutmayalim.

Soyle dusunelim: Belediye Baskan ve Meclisi (Ilce), en yakin cevremizi duzenleyen kurumlardir. Buyuksehir Belediye Baskani ise, Belediye uyelerinden olsan Meclis'i ve buyuksehiri idare eden bir koordinatordur. Bunlarin arasindaki uyum, Ankara ile olan uyum kadar onemlidir ve bahsi gecen enkaz calismalari yapilirken, en az Genel politikalar kadar onem arz edecektir.

Bu yuzden, yarin Istanbul'da verilecek 3 oyun 3'u de birbiriyle baglantili olarak ve birbirinden bagimsiz olarak onemli:
1. Belediyelerinizde, Meclis uyeligi icin fikirlerini savundugunuz, desteklediginiz partilere oy verin.
2. Belediye Baskanlari icin, adaylarinizi tekrar gozden gecirin ve lutfen hem benimsediginiz adaya, hem de partisiyle birlikte, Buyuksehir Belediye Meclisi'nde temsiliyetinin onemli oldugunu dusundugunuz partiye oy verin. Bu ikisi ayni partiyi gostermiyorsa, aradaki secimi dikkatli yapin.
3. Buyuksehir Belediye Baskani icin ise, 1. ve 2. maddelerde oy verdiginiz kisilerin (tum Belediye Baskanlari ve Belediye Meclisleri'nin 5te 1 uyeleri) olusturacagi bir Buyuksehir Belediye Meclisi'ni yurutmesini dilediginiz kisiye oy verin.

1. madde vereceginiz en onemli oy! Evet, 3. madde (Buyuksehir Belediye Baskani) degil, cunku 1. maddedeki oy, ne olursa olsun bos olmayan bir oy. Hem yerel Belediyenizi, hem de Meclis'ten Buyuksehir'e gidecek adayi, hem de "Turkiye genelinde yerel secim sonuclari" dendiginde 31 Mart'ta da, 2015 Genel Secimleri'nde de, donup bakildiginda istatistik ve toplumsal algi olarak onem arz edecek oy o. "Secimlerde guclu bir HDP istatistigi olsa fena mi olur" diyenlerin oyu da o, "AKP'nin oy kaybina ugradigini gormeliyiz" diyenlerin oyu da o. Lutfen, oylari ve sonuclari birbirine karistirmayalim.

2. madde vereceginiz oy belki de aralarindaki en zayif halka. Hem halihazirda bir cok ilcede baskan olacaklar belli, hem de bu oy istatistiksel olarak daha az sey ifade edecek.

Gelelim 3. maddeye: Sarigul veya Topbas'a verilmedigi surece malesef sonucta etkisi olmayacak olan oy (bu, malesef, basit ve dogru bir istatiksel bir gercek)!

Iste bu yuzden ben Sisli Belediyesi'nde oy verebiliyor olsaydim oylarim su yonde olacakti:

Belediye Meclisi - HDP; cunku her ne kadar HDP ile ilgili bazi suphelerim duruyor olsa da, Buyuksehir Belediye Meclisi'nde olasi HDP'li uyelerin nasil siyaset izleyeceklerini gormek istiyorum. HDP'nin Turkiye'deki siyasi aktorlerden biri olmasini, en azindan onumuzdeki kisa vadede gormek istiyorum. HDP'nin Sisli meclis uye adaylarindan Lara'yi destekliyorum).

Belediye Baskani - Uzgunum ama yanitim yok, oy veremeyecegimi bildigim icin adaylari inceleyemedim dahi.

Buyuksehir Belediye Baskani - Cok uzun fikir teatileri, git-gel'lerden sonra oyumu Mustafa Sarigul'e verirdim. Sunu eklemeliyim; Sarigul'e verirken var olan supheler kadar, Sirri'ya verilecek bir oyda da suphelerim olacakti (yaris Sarigul/Topbas degil, Sarigul/Onder arasinda olsaydi).

Bu kadar kamplasmis bir siyasi ortamda, icinde AKP, HDP, CHP ve olacaksa diger parti uyelerinin de oldugu bir Buyuksehir Belediye Meclisi'nin olusmasini temenni ediyorum. Ozellikle Gezi surecinden beri devam eden kentlesme uzerine olan tartismalarin devam etmesini, tabanda baslayan, Forumlarda sekillenen calismalarin surmesini, Meclis uyelerinin attigi imzalarin, toplanti notlarinin paylasilmasini, tartisilmasini, su doneme kadar tartistigimiz, konustugumuz, one surdugumuz fikir ve onerilerin canli kalmasini diliyorum. Gezi surecinde 'Belediye Meclisleri'ne adaylar belirleyelim', ya da bir parti uyesinin dedigi gibi 'amac aslinda Meclis'te muhalefette olmak' gibi mutevazi gorulebilecek ama cok onemli amaclarin sonuca ulasabilmesini diliyorum.

Unutmayalim ki, 31 Mart'ta cok farkli bir Turkiye'ye uyanmayacagiz (olayi romantize edecek gazetecilere, ve Borsa'da olacak kisa donemli oynamalara aldanmayalim). Yerel secimler her seyi degistirmeyecek, ama belki bazi sureclere etkide bulunacak. Aslinda bu secimler oncesinde gereginden fazla mesai yaptik ama bundan dolayi yakinmaktansa, bundan elde edilen kazanimlari ileri goturebildigimiz yeni bir doneme...

Yarin oy kullanacak ve ozellikle de oy sayiminda bulunacak herkese sevgilerle...

Wednesday, March 19, 2014

2014 Yerel Secim Notlari II

Kadir Topbas’in, CNN Turk Bastan Sona, 14 Mart 2014 tarihli programindan edindigim izlenimler su sekilde:

Genel gozlemler:
- Topbas’in, Sarigul’un adini aciklamadan, Sn. Aday diye bahsetmesi, Erdogan’in da yaptigi (ve AKP’nin kamu iletisimcilerinin kendilerine tembihledigi gibi) cok samimiyetsiz bir durus.
- Bu program boyunca da malesef, zayif ve konuya hakim olmayan gazetecilerin yonlendirmesi ile, cok daha kapsamli olabilecek bir tartisma, bircok acidan guduk kaldi. Ornegin, “Istanbul’un en buyuk sorunu ulasim der herkes” minvalinde yapilan aciklamalar, “herkes”in yalnizca belirli bir zumreden ibaret oldugu gercegini ortbas etmemeli. Bu programda da, ‘ulasim’, ‘yesil’ vb.. konular ana basliklar olarak konusulur ve halen anlamini doldurmadan kullandigimiz ‘kentsel donusum’ ara sicak olarak servis edilirken, ‘konut’ gibi belki de tum kentlerin en onemli basliklarindan biri, nedense ancak ve ancak ‘yapilasma’ basliginin altinda teget olarak incelenmekte.
- Topbas, Baskan olmanin da getirdikleriyle, bekledigimden de sakin ve soyledikleri hakkinda kendinden emin bir durus sergiliyor, ama bu isin arka yuzunde, Erdogan’in politikalarindan sapamayan bir Buyuksehir Belediye Baskani oldugunu dusundukce, durumun vahameti daha da fazla beliriyor.

Kampanyanin genel gidisati hakkinda:
- Baskanlik sorumlulugunu kabul ederek, ve Istanbul’un modernlesen bir sehir oldugunu iddia ederek, son donemdeki gelismelerin (sokaklarin) kaygi verici oldugunu ve bundan nemalanmak isteyenlerin tetikledigini soylerken, secmenin ve halkin sokakta olaylari kabul etmeyecegini iddia ediyor.
- Gezi Parki olaylarini, bir onceki Kasim’da baslayan yol insaatlarinin uzantisi olarak gorerek, burada yapilacak bir olasi AVM’yi gormezden geliyor (Topbas, her ne kadar icinden bunun aksini dusunuyor/istiyor olsa da, Erdogan’in ‘oraya ne olursa olsun AVM yapacagim’ dedigini unutmusa benziyor. Bu en iyi ihtimalle bir unutkanlik, ama muhtemelen inkar veya algi yonlendirme – nedense program yurutuculeri Erdogan’in aciklamalarini Topbas’a sormadan Ismet Berkan konuyu degistirdi).

Buyuksehir’in yetkileri ve pratikleri:
- Topbas, burada, daha once kendisinin sikinti hissettigini de soyledigi, Ankara’nin karisma isinden gene sikayetci oldugunu belirtirken, bunlarin merkezi hukumetin kamu yararina yaptigi projeler oldugunu, ve itirazlarin ise ilce belediyelerince yapilmadigini soyluyor. Teknik olarak dogru olsa dahi, Sarigul’un de kendisine yonelttigi, bunlarla neden bir Baskan olarak yakindan ilgilenmedigi sorusunun yaniti cevapsiz kaliyor. Bu elestirisini de Sisli’ye yonlendirmesi, zaten manidar. Gel gor ki, Topbas’in bahsettigi “ilce belediyeleri isterse Bakanlik tasarruflarini yargiya goturur” zaten halihazirda Mimarlar ve Plancilar Odalari’nin siklikla basvurdugu ve Turkiye’de islemeyen bir surec (yargi kararlari verilene kadar genelde projeler coktan baslamis oluyor).
- 0 kodu ile yaptigi onergeleri, Akif Beki ve Ismet Berkan, Ali Sami Yen arazisine yoruyor, ama konuya biraz hakim olanlar, 4. Levent ve Maslak’taki gokdelen yapilanmalarinda, emsalin uzerinde insaat yapabilmek icin proje yuruten yatirimcilardan bahsedildigini anlayacaktir. Ironik olan su ki, Topbas, CHP’li Besiktas ve Sisli Belediyeleri’ne gonderme yaparken, projelerin sahipleri olan yatirimcilarin (Kiler vb..), AKP ile olan iliskilerini gormezden geliyor.

Buyuksehir’in sevaplari ve gunahlari:
- “16/9 bizim hatamiz” ozelestirisi yapiliyor. Hata, stratejik ve mekansal planlama bazinda ele aliniyor ama her nedense yogunluk ve arazi verileri ele alindiginda bahsi gecen turde bir projenin ne kadar yuksek binalarla uygulanabilecegi ve bu uygulamanin Tarihi Yarimada silueti uzerindeki potansiyel etkisinin anlasilamayacagi tezini uretiyor Topbas. Kendisine hatirlatmak gerekir ki, Barcelona’da da, Londra’da da (ve daha bircok tarihi sehirde), projeyi muaf tuttugu ‘gorus acisi analizleri’ siklikla yapilmaktadir. Hatta, Bogazici Imar Kanunu ve koruma kurallari da bu ilkelerle hazirlanmistir ki, Zeytinburnu – Sultanahmet iliskisini bundan muaf tutmak kesinlikle abesttir.
- Tapeler’e referans vererek, tapeler’in dogrulugunu da teyit etmesi enteresandi.

Ulusal olcekte onem arz eden projeler:
- Haydarpasa’da IBB’nin Ulastirma Bakanligi (ve TCDD) ile imzalanmis olan Protokol’e gonderme yapiyor Topbas. 2000’de Haydarpasa-Kadikoy icin duzenlenip, sonuclari kaale alinmayan tasarim yarismasina deginmiyor bile.

Gezi Parki ve Taksim Meydani:
- Gene teknik olarak hakli bir mevzuda, Buyuksehir Belediye Meclisi uyelerinin islevsizliginden dem vuruyor Topbas. Fakat bu islevsizlige gelen surecin nasil gelistigini de dusunmekte fayda var. Her halukarda, bu savin isaret ettigi bir gerceklik var: mumkunse Buyuksehir Belediye Meclisi’nde muhalif olabilecek, ve bu muhalefeti vatandasla paylasacak kisi/kisilere muhakkak ihtiyac var (iktidarin hangi partide oldugundan bagimsiz olarak ifade ediyorum); ki, bu Gezi sonrasi tartismalarda da sikca konusulan bir konuydu.
- Gene bu hususta, IBB’nin verdigi planlara atif yaparken Topbas, nedense gene planlarda olmayan 3. Kopru’den veya Erdogan’in “oraya AVM dikecegiz” soyleminden kesinlikle bahsetmiyor bile.
- Olaylarda IBB’nin mallarinin ve calisanlarinin aldigi zararlardan bahsetme dilinin Melih Gokcek’in tavirlarindan hic bir farki yok.
- Taksim Meydani’na halen yesil konulmamasini savunmasi, malesef uzucu ve komik – ama bir yandan da Istanbul’daki butun mimarlik fakulteleri icin iyi ve basit bir case study. Dokunulmamis, temiz bir calisma alani (ironik).

Taksiler:
- Taksi araclarinin uretimi veya uretilecek araclarla ilgili mevzuatla birlikte, suruculerin (Londra’daki gibi) gececekleri egitim/sinav ve sertifikasyon programi ile ilgili proje fikirlerini aktariyor. Bu satirlari okuyan cogu kisiyi (ben dahil) fazla ilgilendirmedigini dusunmesem de, taksiler ve duraklar hakkinda boylesi detayli aciklamalar yapmasi da ilginc; fakat mevcut baskan olmasi da, konusmanin geri kalaninda oldugu gibi burada da fark yaratiyor.

IBB Projeleri, Muteahhitleri ve Taseronlari:
- 10 yilda 1,448 adet proje yapilmis. Baskan, muteahitlerle gorusmez, ihale sonuclari hakkinda bilgi sahibi olurmus. Sirri Sureyya Onder’in iddiasina gore projeleri 8-10 muteahitler gerceklestirirken (heralde buyuk projeleri kastetmisti), Topbas, beklendigi gibi bunlari yalanliyor.
- Mahmutbey-Kabatas metrosunun simdiki ihalede neden Mecidiyekoy’de bitirildigini aciklarken, Besiktas bolgesinde tarihi eserlerden dolayi sorun cikabilecegini, bu kismi daha sonra tekrar ihale edeceklerini soyluyor.
- Projelerdeki ihlallerin tamamiyle denetlenemeyecegini soyler ve en kaliteli islerin cikarilmasi icin efor sarfettigini soylerken, her nedense (ozellikle Erdogan’in her seyle ilgilendigini dusunursek) pek de inandirici gelmiyor.
- Taseronlarin calisma kosullari ile ilgili topu Calisma Bakani’na atiyor.

AVM cilginligi ve yuksek yapilar:
- Dunyada kentli ve kirsal nufusun esitlenmesi ve kentlesmenin hizla devamindan dem vurarak, ve Paris ve Londra’dan ornekler vererek, yuksek yapilarin belli boyutlarda ve bolgelerde yapilabilecegini aktarirken Maslak, Atasehir ve Kartal’i adres gosteriyor.

Istanbul’da planlama:
- 1/100.000lik Masterplan’a gonderme yaparak, bu planin yururlukte oldugunu, ve plani hazirlayan IMP’nin, plani hazirlama gorevini tamamladigi icin kapandigini soylerken, 2 onemli noktayi atliyor goz gore gore: 1. Masterplan’in bircok maddesine sadik kalinmiyor (ve Masterplan’da Kopru, Havalimani konularina da Sarigul’de degindik) ve IMP de sadece Masterplan’i hazirlamasi icin olusturulmus bir yapi degildi (ki, zaten Trakya Bolge Plani’ni hazirlamis olmasindan bahsederken IMP’nin baska gorevleri oldugunu da acik ediyor – zaten, IMP kapatilmis olsa da, orada calisan bircok arkadas belli gorevlere devam ediyor. IMP’nin kapatilma hikayesi de tamamen Erdogan’in, boylesi bir kurumu (Topbas’a danismanlik edecek) istememesinden kaynaklaniyordu).
-  Derken Topbas (daha sonra Sarigul programinda da bahsedildigi gibi), planlara konulmayan Havalimani ve Kopru’nun ranti engellemek icin oldugunu soyledi. Bu, dogru olamayacagi gibi, bu tur riskleri engelleyebilmenin yollari zaten var.

Ulasim:
- Sarigul’un de bahsettigi yogun metro yatiriminin diger kentlerde devlet tarafindan yapildigini, Istanbul’un belediye imkanlari ile yaptigi yatirimlarin tek ornek oldugunu iddia ediyor.
- Bedava otobus ulasim politikalarina, ‘yasal olmadigi’ gerekcesiyle karsi cikiyor. Bir yandan hakli oldugu gibi, ayni zamanda bedava su dagitan CHPli Osman Ozguven de hala hatrimizda.
- “Her Yerde Metro, Her Yere Metro” prensibini surdurup, havaray vb. yatirimlarin gercekci olmadigini iddia ediyor. Gene Sarigul yazisinda metro uzerine de daha kapsamli bir tartisma yapilmasi gerektiginden bahsetmistik.
- Ulasim hizmetlerinin yerel yonetimler tarafindan yurutulmesini istedigini, Marmaray hizmetinin de IBB tarafindan yurutulmesini savundugunu belirtiyor.
- Deniz tasimaciligi hakkinda hakli ve haksiz oldugu noktalar var: evet, insanlar denize inmezlerse, denizden ulasimi kullanmazlar. Ama bir yandan da, Bogazici’nde mevcut Bogaz Hatti’nin islevi cok dusuk. Avrupa ve Asya yakasinda birbiriyle alakali bolgelerin birbiriyle baglantilari zayif. Ayrica Istanbul, sahil seritlerinin kamuya acik olma orani bakimindan en fakir kentlerden biri. Halen de, yapilan Galataport, Halic Limanlari, Haydarpasa (dusunulen) vb.  projeler de sahilleri kamuya acmak yerine, var olan trendi devam ettirmeye yonelik.

Belediye’nin Borclari:
- Belediye’nin borclarinin ‘saglikli’ bir seviyede oldugunu belirtirken, bir onceki soruya cevaben “Nurettin Sozen’den aldigimiz borclar” (Erdogan’in donemini kastediyor) diye yaptigi cikis ile, Melih Gokcek’in surekli tekrarladigi “Murat Karayalcin’dan aldigimiz borclar” soyleminden farksiz bir tutum sergilemis oluyor. 1994 yerel secimler Turkiyesi’nin bulundugu nokta ile bugunleri karsilastirmak o kadar abest ve samimiyetsizce ki… 

Otoparklar:
- IsPark’in ‘resmi degnekci’ yakistirmalarina, ileride daha fazla bolge ve sehir otoparklari acilacagini soyluyor. Insanlarin tepkisinin ‘neden sokagima park edemiyorum?’ soylerken, nedense Londra’da oldugu gibi, sokagina (ya da ilcesine) park etmek isteyenlerin belediyeye vergi odediginden dem vurmuyor acaba? Bu hususta Sarigul de, Topbas da, populist politikalar gozetliyorlar.

Parklar ve yesil alanlar:
- Aktif yesil alan olarak 26 Milyon m2 alan ilave edildigini belirtiyor Topbas. Istanbul’daki kisi basi yesil alan 8.43 m2 derken, ormanlarin bu istatistige katilmayacagini soyluyor (bir anda aklim Rio’daki kentsel ormana gidiyor, o da katilmiyor muydu). Her halukarda, “Istanbul’un yarisi orman” derken Topbas, kesilen agaclardan da bahsetmeliydi belki de.
- Ismet Berkan dogru bir uyarida bulunup, Belgrad Ormanlari’na arabayla gidildigini, mahallelerde yesil alan olmadigindan, bunun ‘kentsel donusum’le (ki, bu kullanimi ile terimi Turkiye’de ortalamanin dahi ustunde kullanma basarisini gosteriyor) gelistirilip gelistirilemeyecegini soruyor: Topbas’in yaniti, CHP’li ilce belediyelerine serip, AKP belediyelerini ovmek oluyor. Gene de, burada, ozellikle yusek yogunluklu merkezi bolgelerde yesil eksikligini malesef Topbas’tan da cok onceki sureclere dayandirmak ve kapsamlica tartismak durumundayiz.

‘Kentsel Donusum’ ve konut politikalari:
- Tapu ve kayitlardaki sorunlarin imar izinlerine etkisini tartisirken, 10 yil icerisinde Buyuksehir’in kapsamli bir envanter calismasi yapip yapamayacagi sorusunu da yoneltmek gerekir Topbas’a.
- Topbas gene muhim bir konuda, ve uluslararasi karsilastirmalarla, konut cozumlerinde geride kalinan noktalari on plana cikariyor.
- Fakat, Ismet Berkan’in ‘sehir merkezindekileri Tasoluk’a yolluyorsunuz’ itirazina Tasoluk’u overek verdigi cevap kufur gibi.
- Sulukule’deki binalari da begenmedigini ekliyor.

Sonuc:
- Dogal olarak halihazirdaki Buyuksehir Belediye Baskani oldugu icin, Topbas’in aktardiklari, bilgi ve tartisma acisindan Sarigul’e gore daha doyurucu. Uslup ve usul olarak da Topbas’in daha ‘profesyonel’ bir goruntu cizdigi gercek, fakat burada Akif Beki ve diger yorumcularin da kentsel konularda birikim eksikliklerinin, Topbas’in tartismalari rahat goturmesine cok ciddi duzeyde yardimci oldugu da gercek.
- Tam da boylesine kozlari varken, Topbas’in, en buyuk elestiriyi aldigi konu olan, safi AKP yandasligindan hic bir sekilde siyrilamamis olan goruntusu, zaten herkesin malumu olan Turkiye’deki yerel siyasetin en ciddi handikapini dupeduz ve tekrar gozler onune seriyor. Topbas, aslinda bekledigimden de fazla kursun sikiyor ayagina. Tekrar hatirlatayim: bu yazilanlar, halihazirda zaten AKP’ye oy verip vermememe meselesi degil. Bir Belediye Baskani’nin dogru ya da yanlis yaptiklari hakkinda dahi ne kadar gercekci konusabildikleri ile ilgili. Topbas, bekledigimden de savunmaci, ve tabii secim oncesi surecte, AKP gudumunden uzaklasamayan (bu surec 2010’dan beri boyle) bir goruntu ciziyor.
- Topbas’in belki de soyledigi en dogru sey ‘korku uzerine siyaset yapiliyor bu ulkede’ derken ki yaptigi elestiri. Korkmak icin yeteri kadar sebep olustugu kesin, ama Topbas’in bahsettigi bu toplumsal hastalik malesef cok uzun zamandir mevcut.

- Sonuc olarak, insanin Kadir Topbas’i dinlerken incinmemesi zor! Oncelikle, adaylar arasinda yerel yonetimler ve kentlesme uzerine cok acik ara, kapsamli olarak konusabilen kisi Topbas. Bunda, meslegi ve tecrubesinin katkisi da var ama iki nokta cok muhim: Birincisi, Topbas'in kendi belediye olceginden verdigi her yanit, ister istemez merkezi hukumet duvarina carpacak. Konut politikalarini konusurken TOKI’den bagimsiz, ulastirma projelerini anlatirken Bakanliklar’dan muaf, deprem/afet onlemleri anlatilirken olusturulan duzmece yasal mevzuatlara takilmamasinin imkani yok. Ikinci olarak da, Kadir Topbas'in Dr. Mimar sifatina ragmen, Istanbul'da son 10 (ve hatta 15) yildir yapilan cok buyuk yanlislari, AVM'lesen sehri, yikimsal kentsel donusum projelerini, mekansal olarak ayrisan sehri, ve hicbir sekilde cozulmyen konut, trafik, vb.. sorunlari da goz ardi etmemek gerekiyor. Bu hususlarda, Topbas'in, halihazirda Erdogan'in yikici projelerine karsilik ayakta durabilecek ve olumlu katkilarda bulunabilecek adimlar atmis oldugunu soylemek kolay degil.
- Beni bu programda sasirtan sey, Kadir Topbas’i daha da az birikimli beklemis olmam, ama bir yandan da daha az AKP propogandacisi gormus olmayi dilemem. Halihazirda, onumuzdeki 5 yil daha Istanbul’un basina olma ihtimali en az Sarigul kadar yuksek olan birinden bahsediyoruz ve yaptiklari da, yapacaklari da, yapmak isteyip yapamayacaklarini da cok iyi tetkik etmek de yarar var. Is icraata gelince Topbas bazi konularda bir iki adim onde olsa da, yapilanma, planlama, surdurulebilirlik konularinda karnesi cok zayif. Butun bunlarin uzerine de bagli oldugu parti ve Basbakan mekanizmasi, zaten ilk secildigi gunden beri, bircoklarinin nezdinde kayip bir birliktelikten soz ediyoruz. Gonul tabii ki Topbas-Erdogan’li bir AKP’nin Istanbul’da hukum surmeye devam etmesinden yana degil, ama olasi bir senaryoda, gerekli muhalefetin nasil surdurulebilecegine dair notlarimizi buraya dusmek onemli.

Monday, March 17, 2014

2014 Yerel Secim Notlari I

Malum, hepimizi bir secim heyecani sardi. Benim icin ise, artik kentlesme konularinda calisan biri olarak, olaylara tape'ler ve genel secim politikalari disinda, sadece duydugum/gozlemledigim seyler uzerinden biraz ozetleme ve not dusme yapmaya calismakta fayda goruyorum. Once, 3 onemli aday hakinda notlar aldiktan ve paylastiktan sonra, onumuzdeki gunlerde bunlari daha detayli bir sekilde karsilastirmali olarak analiz etmeye calisacagim.

Mustafa Sarigul'un Tarafsiz Bolge Programi (gecen Cuma ciktigi Teke Tek Programi'na referansla)'nda soyledikleri uzerine aldigim notlar su sekilde. Yarin, Kadir Topbas'in katildigi programlar/konusmalar, haftanin ilerleyen gunlerde de Sirri Sureyya Onder'in aciklamalari ve diyaloglari uzerinden benzer gozlemler aktarmaya calisacagim:

Genel gozlemler:
- Genel olarak ozguveni yuksek, nazik ama kibirli ve samimiyet konusunda suphe yaratir bir tavri var. .
- Bazi soyledikleri ezberden ve fazla hazirlanilmis gibi geliyor kulaga. Acaba bazi seyleri soylerken tam olarak kavramadigi, icsellestirmedigi seyleri mi aktariyor?
- “Acaba benim rakibim Kilicdar… pardon Erdogan mi, Topbas mi” darken Freudian slip mi oldu?
- Program cok fazla danisikli dovus havasindaydi. Zira format olarak Fatih Altayli’yla yapilan programa cok yakin oldugu gibi, ayni zamanda, bazi sorular sanki onceden hazirlanarak sorulmus, yanitlar da ona gore aninda ve beklendik sekilde verildi. Ornegin, Sarigul “metro ve havaray” hakkinda konusurken, Ahmet Hakan’in “Neden hocalara danisiyorsunuz?” sorusu ya yersiz, ya da onceden Sarigul’e yanit verilmesi icin hazirlanilmisti. Gene, Sarigul “Kent Parklari” projesini aciklarken Ahmet Hakan’in saskinligi da enteresandi: zira, Sarigul’un ayni projeyi Fatih Altayli’nin programinda tanitisini izledigine eminim. Hatta kendisi de daha sonra Topbas’in Sarigul’un projesi hakkindaki sorusunu da ilettigine gore, projeden kesinlikle haberdar.
- Genel olarak proje bazli konusarak televizyona cikan adaylarin sacmalama oranlari yuksektir. Bu sekliyle, daha once kisa konusmalarini dinledigim Sirri Sureyya Onder’i, yalnizca bu kriterden (dusunsel vb. kriterleri yok sayarak) dahi daha samimi ve tutarli bulmak zaten beklenir; fakat bunun uzerinde tekrar Sirri Sureyya Onder’in konusmasini inceledigimizde yorum yapmakta fayda var.
- Sisli’de yaptiklarini ve Istanbul’da yapacaklarini anlatirken, Sisli’de yapmadiklarini – bircok insaati ayni firmalara ihale ettigini, kaldirimlari taciz eden, kaldirim olmayan yerlerde yayalarin cektigi cileleri, insaat alanlarinda cevreye verilen rahatsizliklarin yaya nezdinde yarattigi sikintilardan bahsetmiyor.

Secim kampanyasinin nasil gittigi sorusu uzerine:
- Anket: Anket yaptirmadigini, secim bolgelerini gozlemledigini ifade ediyor. AKP’yi yakaladiklarini iddia ederken, sadece gozlemlere dayandigini soyluyor.
- Sarigul, CHP’nin Istanbul’da zayif oldugu bolgeleri ziyaret ettigini ifade ediyor.
- Halkin tamamina hizmet getirecegiz soylemini tekrarliyor.

Secim soylemi olarak “Otekisi Olmayan Istanbul” uzerine:
- “Otekisi Olmayan”in “otekilestirme” uzerine vurgu yapip yapmadigini soruyor Ahmet Hakan, ayni zamanda 1994’deki Refah Partisi soylemine gondermede bulunarak.
- Sarigul, ‘sevgisizlik uzerine bir cevre olusturuldu’ elestirisi getiriyor.

Gezi Parki:
- Kadir Topbas’in ‘Belediyeler Birligi Baskanligi’ sifatina ragmen kent meydanlarini kullandirmadigi uzerine yorum yapiyor.

Kadir Topbas:
- Daha once pozitif devam ettirdigi kampanyasinda Kadir Topbas’la Twitter uzerinden atismasinin normal oldugunu karsiliyor, ‘dostlarin konusabilmesi, iletisim halinde olabilmesi gerekir’ diye niteliyor.
- Okmeydani, vb. yerlerde CHP secim burolarina yapilan saldirilar karsisinda Kadir Topbas’i goreve cagiriyor.

Ofke/Saygi:
- Haksizliklara karsi ofkeli olacagini, karsisina gelen, planli provokasyonlara sessiz kalmayacagini, “teneke gibi durma” dedigi kisinin de CHP Genclik Kolu Baskan Yardimcisi oldugunu, onu motive etmek icin soyledigini ifade ediyor.
- Kendisine yumurta atan AKP Genclik Kolu’ndan gence tahammullu davrandigini iddia ediyor.
- Eskiden, diger siyasi liderler meydanlara geldiginde, CHP’nin ve kendisinin meydanlari bosaltarak yer verdigini, artik boyle nezaketlerin kalmadigini soyluyor.

Yolsuzluk:
- Erdogan’in CHP’nin Sarigul’u vakt-i zamaninda yolsuzluk uzerinden sikistirmasinin simdiki durumla bir tezat olusturup olusturmadigi sorusuna Sarigul, o olaylarin siyasi nedenlerle hazirlandigini ve sonunda da kendisinin aklandigini aktariyor.
- “Kilicdaroglu durust olmayan kimseyi CHP’de barindirmaz”.

Ilce adaylari:
- Belediye baskan adaylarinin kendisi tarafindan secilip secilmedigi sorusuna, onerdigi bir iki meclis uye adaylarinin dahi parti tarafindan secilmedigini belirtiyor.
- Aylin Kotil’in, halk tarafindan secildigini belirtiyor.

Kendine Sarigul diye hitap etmesi:
- Kibir olmadigini ve alisiklik oldugunu soyluyor. Kibirlenmedigini ve boburlenmedigini soyluyor. Bunu Altayli’ya da bu sekilde iletmisti.

Rakip kim:
- Kadir Topbas’in sahaya yeni ciktigini, rakibinin Erdogan’mis gibi gorundugunu, algilandigini soyluyor.

Cemaat baglantilari:
- Her cemaat ile, Ermenilerle, Yahudilerle, vs.. bagi oldugunu soyluyor. Dersanelerin kapatilmasini dogru bulmadigini, bu gunlerde her konunun Gulen Cemaati’ne baglandigini dusundugunu soyluyor.

Belediye calisanlari:
- Calisanlarda ayrim yapmadigini, turbanli bircok calisani oldugunu, ANAP’tan belediyeyi devraldiginda isten cikarma yapmadigini, ve bundan sonra da sozlesmeli isci calistirma konusunda da hassas kalacagini belirtiyor.

Istanbul Projeleri – Ulasim:
- “Ne kadar cok yol yaparsiniz, trafigin yogunlugunu o kadar cok artiriyorsunuz. Bir Hocam dedi ki ‘ya Sarigul, sen tunelleri artiralim diyorsun ama, tunel artirman trafigi rahatlatmayacak ki’” diyerek, toplu ulasima yatirim yapacagini soyluyor.
- Istanbul’da yapilan metro insaat oranlarini Sangay ve Yeni Delhi ile karsilastiriyor. Topbas’in buna karsilik verdigi “oralarda merkezi hukumetlerin yatirimi olduguna” karsin da, “Marmaray’i da burada Hukumet yapti; IBB de burada merkezi hukumetten yardim alsaydi” ima ediyor. Kendisinin 5 yilda 200 km. metro yapacagini iddia ediyor. 10 Milyar Dolar’i metro butcesine ayiracagini soyluyor, IBB’nin 5 yillik 60 Milyar Dolar olan butcesinden. 6da 1, herhangi bir yatirim; ozellikle metro gibi, Bati ulkelerinde tartisilmaya baslanan yatirimlar icin cok yuksek bir oran. Fakat, tabii, zaten halihazirda IBB Ulasim AS’nin 100lerce km. projeler ihale halinde; onlar tamamlandigi takdirde zaten 200 km. sozunu tutmus olacaktir.
- Park + Ride sistemleri ile birlikte Havaray’in tartisildigini belirtiyor. Metrobus hakkinda (ki, gene batili akademik calismalarda Metrobus ovguyle bahsediliyor (isletme ve guvenlik handikaplari disinda)) olumsuz konusuyor.
- Trafik ulasim masterplani yenilenecek.

Kent parklari:
- Maslak’ta Orduevi’nin yanindaki Golf Kulubu bolgesinin park yapilacagini soylediginde, bunu nasil basaracagi ve Ordu’dan izin alacagi soruldu.
- Topbas’in “Kent Parki yapacagim diyen adam Sisli’ye 15 senede park yapmamis” elestirisine, “380 tane park yaptim” yaniti verdi. Bu biraz Erdogan’in diktigi agac sayisindaki abartiya benzedi.

3. Havalimani:
- “3. Havalimani’na karsi degiliz, 3. Havalimani kentin yararina olacaksa, olmali”. IMP’nin hazirladigi 1/100.000’lik planda Silivri’ye (aslinda Silivri’nin batisina) islenen havalimanini hatirlatiyor.
- “Neden Ataturk Havalimani genisletilmiyor?” sorusuna yaniti, yeni yapilacak bir pistin yeterli olmayacagi gorusunde. Silivri’yi gosterdi (acaba orada satin almadigi arazi kaldi mi? Ayrica Silivri ve cevresinde yapilasma hakkinda ne soyleyebilir? Esasinda, 1/100.000’de Silivri’ye havalimani yapilmasinin baska bir sebebi de, deniz uzerinden tasimaciligin Istanbul’a ugramadan Silivri – Gebze hatti uzerinden yapilmak istenmesi gibi entegre ulasim planlarina dair bir vurgu yapmadi; bu konu hakkinda ne kadar bilgisi oldugu hakkinda da bir fikir edinemedik.

Kanal Istanbul:
- Bogaz ve denizlerde yaratacagi cevre tahribatini one surerek karsi oldugunu belirtiyor.

3. Kopru:
- Kopru konusunda olumlu ya da olumsuz bir sey soylemezken, kopru insaati icin kesilen agaclari konu ediyor.
- Fatih Altayli’nin programinda “Kanada” olarak ornek verdigi yer, her nedense Ahmet Hakan’in programinda “Tayvan”a donusuverdi.

2B ve Tapular:
- 2B’nin rant malzemesi olmamasi icin, 2B alalarinda yasayanlara sembolik fiyatlara verilmelerini savunuyor.
- Istanbul’un planli gelismesini one surerken, tapular konusunda da vatandasi magduriyetten arindiracagini soyluyor.

Su:
- Istanbul’da su sorunu oldugunu iddia ediyor; Topbas’in “Istanbul’da musluktan su iciliyor” iddiasini yalanladi. Sehre iki tane baraj yapilmasi gerektigini ve deniz suyunun degerlendirilmesi gerektigini soyluyor.

Atik su:
- Aritilan atik su oranlari hakkinda Topbas’la arasinda veri farki var. Cuma gunu Yenikapi’daki aritma tesislerinde inceleme yapacagini ve sonrasinda aralarindaki farkin biyolojik aritmadan mi, baska sebeplerden mi oldugunu (yalnizca on aritma yapilip yapilmadigi) aciklayabilecegini soyluyor.

Kent muzeleri:
- Sirkeci ve Haydarpasa Garlar’i Buyuksehir’e ait degiller; bu projeler nasil gerceklesecek? Daha once Orman Bakanligi’ndan, Maliye Bakanligi’ndan aldigi yerleri ornek gostererek, bunu gene gerceklestirebilecegini iddia ediyor.

Ogretmenler icin ucretsiz ulasim:
- Neden yalnizca ogretmenlere ucretsiz ulasim? Diger kamu calisanlar onemli degil mi? Ogretmenlerin dusuk ucretler aldigi ve dolayisiyla zihinlerinin rahat olmadigindan istinaden bu oneriyi getirmis.

Ucretsiz Internet:
- Sisli’de yaptim, Istanbul’da da yaparim diyerek, tum gencler icin (universitelerden baslayarak), meydanlara yayilarak her yere ucresiz Internet’i yayacagini belirtiyor.

Ali Sami Yen Arazisi:
- 2009’da hazirladigi projeyi gostererek, IBB’yi ayri tutarak, TOKI’nin bu projeyi ustlendigini ve bir sey yapamayacagini soyluyor.

Yeni yapilanmalar:
- Ahmet Hakan’in “Istanbul’da yeni bina istemiyoruz” yorumuna “IMP basarili bir projeydi, Ankara’dan bir talimatla dagitildi” cevabini verip, IMP benzeri bir buroyu tekrar kuracagini belirtiyor. Istanbul’un planli gelismesi gerektigine vurgu yapiyor. Su anda Istanbul’u tamamiyle Erdogan’in talimatlarinin yonettigini belirtiyor.

Taksiler:
- VIP Taksiler’i yasaklayacak.

Taksim Meydani:
- Proje yarismasi acilacak. Juriye, her partiden teknik eleman alinacak. Yarismada ilk 3’e giren projeler halk oylamasina sunulup, 1. olan proje uygulanacak. Ornek olarak da Halide Edip Adivar Kultur Merkezi’nin proje yarismasi ile yapildigini soyluyor. Kadikoy, Uskudar vb. meydanlari proje yarismalarina acacagini soyluyor.

Halk Otobusleri:
- Halk Otobusleri’nin temsilcileri ile gorusecegini soyledi ama neden bunu yapacagini pek anlayamadik. Deginmisken, Halk Otobusleri’nin musteri icin yarisarak insanlari oldurduklerine de deginseydi keske.

Sonuc:
Sarigul, belki de, kendisinden cok da beklenebilecegi gibi, ozguvene dayanarak, Sisli’deki populerligini de dayandirdigi ‘yaptiklarim, yapacaklarimin teminatidir’ anlatisina yaslanarak, Ahmet Hakan’in da kendisine yaptigi asistleri degerlendirerek ve genel olarak elestirildigi yolsuzluk vb.. ithamlari, hukuki acidan sicilinin temiz olmasi uzerinden yanitlayarak sunumunu yapti.

Aktardigi projelerin hatiri sayilir kisminda, genis bir olcekte ve tam olarak tatmin eder bir sekilde, bilimsel yanitlar vermedi – ilerlemis toplumlarda tartisilan metro konusunu, sanki elzem bir projeymis gibi savunmasi, tartismalarla birlikte belli acilardan kabul goren metrobus’u sadece yonetsel yanindan elestirmesi gibi konularda zayif karnini gosterdi.

Yer yer kibir, hirs, ozguven ve pasif-agresif tavirlari, samimiyeti hakkinda soru isaretleri uyandirirken, genel olarak populist tavrinin belli kesimlerde oy oranini artirabilecegi on gorulebilir.
Son tahlilde, tek basina bir figur olarak, onemli soru isaretlerini barindiran; bahsettigi gibi bilimsel ve ekip calismasi uzerine calisacaksa da, pragmatik bir bakis acisiyla, ‘is gorecek’ bir portre cizdi Sarigul. Istanbul’un hakettigi bir belediye baskan adayi mi, bu baska bir tartisma konusu. Cevabi belki de diger adaylar, ve politikalarini tartistigimizda ortaya cikacak.