Wednesday, March 19, 2014

2014 Yerel Secim Notlari II

Kadir Topbas’in, CNN Turk Bastan Sona, 14 Mart 2014 tarihli programindan edindigim izlenimler su sekilde:

Genel gozlemler:
- Topbas’in, Sarigul’un adini aciklamadan, Sn. Aday diye bahsetmesi, Erdogan’in da yaptigi (ve AKP’nin kamu iletisimcilerinin kendilerine tembihledigi gibi) cok samimiyetsiz bir durus.
- Bu program boyunca da malesef, zayif ve konuya hakim olmayan gazetecilerin yonlendirmesi ile, cok daha kapsamli olabilecek bir tartisma, bircok acidan guduk kaldi. Ornegin, “Istanbul’un en buyuk sorunu ulasim der herkes” minvalinde yapilan aciklamalar, “herkes”in yalnizca belirli bir zumreden ibaret oldugu gercegini ortbas etmemeli. Bu programda da, ‘ulasim’, ‘yesil’ vb.. konular ana basliklar olarak konusulur ve halen anlamini doldurmadan kullandigimiz ‘kentsel donusum’ ara sicak olarak servis edilirken, ‘konut’ gibi belki de tum kentlerin en onemli basliklarindan biri, nedense ancak ve ancak ‘yapilasma’ basliginin altinda teget olarak incelenmekte.
- Topbas, Baskan olmanin da getirdikleriyle, bekledigimden de sakin ve soyledikleri hakkinda kendinden emin bir durus sergiliyor, ama bu isin arka yuzunde, Erdogan’in politikalarindan sapamayan bir Buyuksehir Belediye Baskani oldugunu dusundukce, durumun vahameti daha da fazla beliriyor.

Kampanyanin genel gidisati hakkinda:
- Baskanlik sorumlulugunu kabul ederek, ve Istanbul’un modernlesen bir sehir oldugunu iddia ederek, son donemdeki gelismelerin (sokaklarin) kaygi verici oldugunu ve bundan nemalanmak isteyenlerin tetikledigini soylerken, secmenin ve halkin sokakta olaylari kabul etmeyecegini iddia ediyor.
- Gezi Parki olaylarini, bir onceki Kasim’da baslayan yol insaatlarinin uzantisi olarak gorerek, burada yapilacak bir olasi AVM’yi gormezden geliyor (Topbas, her ne kadar icinden bunun aksini dusunuyor/istiyor olsa da, Erdogan’in ‘oraya ne olursa olsun AVM yapacagim’ dedigini unutmusa benziyor. Bu en iyi ihtimalle bir unutkanlik, ama muhtemelen inkar veya algi yonlendirme – nedense program yurutuculeri Erdogan’in aciklamalarini Topbas’a sormadan Ismet Berkan konuyu degistirdi).

Buyuksehir’in yetkileri ve pratikleri:
- Topbas, burada, daha once kendisinin sikinti hissettigini de soyledigi, Ankara’nin karisma isinden gene sikayetci oldugunu belirtirken, bunlarin merkezi hukumetin kamu yararina yaptigi projeler oldugunu, ve itirazlarin ise ilce belediyelerince yapilmadigini soyluyor. Teknik olarak dogru olsa dahi, Sarigul’un de kendisine yonelttigi, bunlarla neden bir Baskan olarak yakindan ilgilenmedigi sorusunun yaniti cevapsiz kaliyor. Bu elestirisini de Sisli’ye yonlendirmesi, zaten manidar. Gel gor ki, Topbas’in bahsettigi “ilce belediyeleri isterse Bakanlik tasarruflarini yargiya goturur” zaten halihazirda Mimarlar ve Plancilar Odalari’nin siklikla basvurdugu ve Turkiye’de islemeyen bir surec (yargi kararlari verilene kadar genelde projeler coktan baslamis oluyor).
- 0 kodu ile yaptigi onergeleri, Akif Beki ve Ismet Berkan, Ali Sami Yen arazisine yoruyor, ama konuya biraz hakim olanlar, 4. Levent ve Maslak’taki gokdelen yapilanmalarinda, emsalin uzerinde insaat yapabilmek icin proje yuruten yatirimcilardan bahsedildigini anlayacaktir. Ironik olan su ki, Topbas, CHP’li Besiktas ve Sisli Belediyeleri’ne gonderme yaparken, projelerin sahipleri olan yatirimcilarin (Kiler vb..), AKP ile olan iliskilerini gormezden geliyor.

Buyuksehir’in sevaplari ve gunahlari:
- “16/9 bizim hatamiz” ozelestirisi yapiliyor. Hata, stratejik ve mekansal planlama bazinda ele aliniyor ama her nedense yogunluk ve arazi verileri ele alindiginda bahsi gecen turde bir projenin ne kadar yuksek binalarla uygulanabilecegi ve bu uygulamanin Tarihi Yarimada silueti uzerindeki potansiyel etkisinin anlasilamayacagi tezini uretiyor Topbas. Kendisine hatirlatmak gerekir ki, Barcelona’da da, Londra’da da (ve daha bircok tarihi sehirde), projeyi muaf tuttugu ‘gorus acisi analizleri’ siklikla yapilmaktadir. Hatta, Bogazici Imar Kanunu ve koruma kurallari da bu ilkelerle hazirlanmistir ki, Zeytinburnu – Sultanahmet iliskisini bundan muaf tutmak kesinlikle abesttir.
- Tapeler’e referans vererek, tapeler’in dogrulugunu da teyit etmesi enteresandi.

Ulusal olcekte onem arz eden projeler:
- Haydarpasa’da IBB’nin Ulastirma Bakanligi (ve TCDD) ile imzalanmis olan Protokol’e gonderme yapiyor Topbas. 2000’de Haydarpasa-Kadikoy icin duzenlenip, sonuclari kaale alinmayan tasarim yarismasina deginmiyor bile.

Gezi Parki ve Taksim Meydani:
- Gene teknik olarak hakli bir mevzuda, Buyuksehir Belediye Meclisi uyelerinin islevsizliginden dem vuruyor Topbas. Fakat bu islevsizlige gelen surecin nasil gelistigini de dusunmekte fayda var. Her halukarda, bu savin isaret ettigi bir gerceklik var: mumkunse Buyuksehir Belediye Meclisi’nde muhalif olabilecek, ve bu muhalefeti vatandasla paylasacak kisi/kisilere muhakkak ihtiyac var (iktidarin hangi partide oldugundan bagimsiz olarak ifade ediyorum); ki, bu Gezi sonrasi tartismalarda da sikca konusulan bir konuydu.
- Gene bu hususta, IBB’nin verdigi planlara atif yaparken Topbas, nedense gene planlarda olmayan 3. Kopru’den veya Erdogan’in “oraya AVM dikecegiz” soyleminden kesinlikle bahsetmiyor bile.
- Olaylarda IBB’nin mallarinin ve calisanlarinin aldigi zararlardan bahsetme dilinin Melih Gokcek’in tavirlarindan hic bir farki yok.
- Taksim Meydani’na halen yesil konulmamasini savunmasi, malesef uzucu ve komik – ama bir yandan da Istanbul’daki butun mimarlik fakulteleri icin iyi ve basit bir case study. Dokunulmamis, temiz bir calisma alani (ironik).

Taksiler:
- Taksi araclarinin uretimi veya uretilecek araclarla ilgili mevzuatla birlikte, suruculerin (Londra’daki gibi) gececekleri egitim/sinav ve sertifikasyon programi ile ilgili proje fikirlerini aktariyor. Bu satirlari okuyan cogu kisiyi (ben dahil) fazla ilgilendirmedigini dusunmesem de, taksiler ve duraklar hakkinda boylesi detayli aciklamalar yapmasi da ilginc; fakat mevcut baskan olmasi da, konusmanin geri kalaninda oldugu gibi burada da fark yaratiyor.

IBB Projeleri, Muteahhitleri ve Taseronlari:
- 10 yilda 1,448 adet proje yapilmis. Baskan, muteahitlerle gorusmez, ihale sonuclari hakkinda bilgi sahibi olurmus. Sirri Sureyya Onder’in iddiasina gore projeleri 8-10 muteahitler gerceklestirirken (heralde buyuk projeleri kastetmisti), Topbas, beklendigi gibi bunlari yalanliyor.
- Mahmutbey-Kabatas metrosunun simdiki ihalede neden Mecidiyekoy’de bitirildigini aciklarken, Besiktas bolgesinde tarihi eserlerden dolayi sorun cikabilecegini, bu kismi daha sonra tekrar ihale edeceklerini soyluyor.
- Projelerdeki ihlallerin tamamiyle denetlenemeyecegini soyler ve en kaliteli islerin cikarilmasi icin efor sarfettigini soylerken, her nedense (ozellikle Erdogan’in her seyle ilgilendigini dusunursek) pek de inandirici gelmiyor.
- Taseronlarin calisma kosullari ile ilgili topu Calisma Bakani’na atiyor.

AVM cilginligi ve yuksek yapilar:
- Dunyada kentli ve kirsal nufusun esitlenmesi ve kentlesmenin hizla devamindan dem vurarak, ve Paris ve Londra’dan ornekler vererek, yuksek yapilarin belli boyutlarda ve bolgelerde yapilabilecegini aktarirken Maslak, Atasehir ve Kartal’i adres gosteriyor.

Istanbul’da planlama:
- 1/100.000lik Masterplan’a gonderme yaparak, bu planin yururlukte oldugunu, ve plani hazirlayan IMP’nin, plani hazirlama gorevini tamamladigi icin kapandigini soylerken, 2 onemli noktayi atliyor goz gore gore: 1. Masterplan’in bircok maddesine sadik kalinmiyor (ve Masterplan’da Kopru, Havalimani konularina da Sarigul’de degindik) ve IMP de sadece Masterplan’i hazirlamasi icin olusturulmus bir yapi degildi (ki, zaten Trakya Bolge Plani’ni hazirlamis olmasindan bahsederken IMP’nin baska gorevleri oldugunu da acik ediyor – zaten, IMP kapatilmis olsa da, orada calisan bircok arkadas belli gorevlere devam ediyor. IMP’nin kapatilma hikayesi de tamamen Erdogan’in, boylesi bir kurumu (Topbas’a danismanlik edecek) istememesinden kaynaklaniyordu).
-  Derken Topbas (daha sonra Sarigul programinda da bahsedildigi gibi), planlara konulmayan Havalimani ve Kopru’nun ranti engellemek icin oldugunu soyledi. Bu, dogru olamayacagi gibi, bu tur riskleri engelleyebilmenin yollari zaten var.

Ulasim:
- Sarigul’un de bahsettigi yogun metro yatiriminin diger kentlerde devlet tarafindan yapildigini, Istanbul’un belediye imkanlari ile yaptigi yatirimlarin tek ornek oldugunu iddia ediyor.
- Bedava otobus ulasim politikalarina, ‘yasal olmadigi’ gerekcesiyle karsi cikiyor. Bir yandan hakli oldugu gibi, ayni zamanda bedava su dagitan CHPli Osman Ozguven de hala hatrimizda.
- “Her Yerde Metro, Her Yere Metro” prensibini surdurup, havaray vb. yatirimlarin gercekci olmadigini iddia ediyor. Gene Sarigul yazisinda metro uzerine de daha kapsamli bir tartisma yapilmasi gerektiginden bahsetmistik.
- Ulasim hizmetlerinin yerel yonetimler tarafindan yurutulmesini istedigini, Marmaray hizmetinin de IBB tarafindan yurutulmesini savundugunu belirtiyor.
- Deniz tasimaciligi hakkinda hakli ve haksiz oldugu noktalar var: evet, insanlar denize inmezlerse, denizden ulasimi kullanmazlar. Ama bir yandan da, Bogazici’nde mevcut Bogaz Hatti’nin islevi cok dusuk. Avrupa ve Asya yakasinda birbiriyle alakali bolgelerin birbiriyle baglantilari zayif. Ayrica Istanbul, sahil seritlerinin kamuya acik olma orani bakimindan en fakir kentlerden biri. Halen de, yapilan Galataport, Halic Limanlari, Haydarpasa (dusunulen) vb.  projeler de sahilleri kamuya acmak yerine, var olan trendi devam ettirmeye yonelik.

Belediye’nin Borclari:
- Belediye’nin borclarinin ‘saglikli’ bir seviyede oldugunu belirtirken, bir onceki soruya cevaben “Nurettin Sozen’den aldigimiz borclar” (Erdogan’in donemini kastediyor) diye yaptigi cikis ile, Melih Gokcek’in surekli tekrarladigi “Murat Karayalcin’dan aldigimiz borclar” soyleminden farksiz bir tutum sergilemis oluyor. 1994 yerel secimler Turkiyesi’nin bulundugu nokta ile bugunleri karsilastirmak o kadar abest ve samimiyetsizce ki… 

Otoparklar:
- IsPark’in ‘resmi degnekci’ yakistirmalarina, ileride daha fazla bolge ve sehir otoparklari acilacagini soyluyor. Insanlarin tepkisinin ‘neden sokagima park edemiyorum?’ soylerken, nedense Londra’da oldugu gibi, sokagina (ya da ilcesine) park etmek isteyenlerin belediyeye vergi odediginden dem vurmuyor acaba? Bu hususta Sarigul de, Topbas da, populist politikalar gozetliyorlar.

Parklar ve yesil alanlar:
- Aktif yesil alan olarak 26 Milyon m2 alan ilave edildigini belirtiyor Topbas. Istanbul’daki kisi basi yesil alan 8.43 m2 derken, ormanlarin bu istatistige katilmayacagini soyluyor (bir anda aklim Rio’daki kentsel ormana gidiyor, o da katilmiyor muydu). Her halukarda, “Istanbul’un yarisi orman” derken Topbas, kesilen agaclardan da bahsetmeliydi belki de.
- Ismet Berkan dogru bir uyarida bulunup, Belgrad Ormanlari’na arabayla gidildigini, mahallelerde yesil alan olmadigindan, bunun ‘kentsel donusum’le (ki, bu kullanimi ile terimi Turkiye’de ortalamanin dahi ustunde kullanma basarisini gosteriyor) gelistirilip gelistirilemeyecegini soruyor: Topbas’in yaniti, CHP’li ilce belediyelerine serip, AKP belediyelerini ovmek oluyor. Gene de, burada, ozellikle yusek yogunluklu merkezi bolgelerde yesil eksikligini malesef Topbas’tan da cok onceki sureclere dayandirmak ve kapsamlica tartismak durumundayiz.

‘Kentsel Donusum’ ve konut politikalari:
- Tapu ve kayitlardaki sorunlarin imar izinlerine etkisini tartisirken, 10 yil icerisinde Buyuksehir’in kapsamli bir envanter calismasi yapip yapamayacagi sorusunu da yoneltmek gerekir Topbas’a.
- Topbas gene muhim bir konuda, ve uluslararasi karsilastirmalarla, konut cozumlerinde geride kalinan noktalari on plana cikariyor.
- Fakat, Ismet Berkan’in ‘sehir merkezindekileri Tasoluk’a yolluyorsunuz’ itirazina Tasoluk’u overek verdigi cevap kufur gibi.
- Sulukule’deki binalari da begenmedigini ekliyor.

Sonuc:
- Dogal olarak halihazirdaki Buyuksehir Belediye Baskani oldugu icin, Topbas’in aktardiklari, bilgi ve tartisma acisindan Sarigul’e gore daha doyurucu. Uslup ve usul olarak da Topbas’in daha ‘profesyonel’ bir goruntu cizdigi gercek, fakat burada Akif Beki ve diger yorumcularin da kentsel konularda birikim eksikliklerinin, Topbas’in tartismalari rahat goturmesine cok ciddi duzeyde yardimci oldugu da gercek.
- Tam da boylesine kozlari varken, Topbas’in, en buyuk elestiriyi aldigi konu olan, safi AKP yandasligindan hic bir sekilde siyrilamamis olan goruntusu, zaten herkesin malumu olan Turkiye’deki yerel siyasetin en ciddi handikapini dupeduz ve tekrar gozler onune seriyor. Topbas, aslinda bekledigimden de fazla kursun sikiyor ayagina. Tekrar hatirlatayim: bu yazilanlar, halihazirda zaten AKP’ye oy verip vermememe meselesi degil. Bir Belediye Baskani’nin dogru ya da yanlis yaptiklari hakkinda dahi ne kadar gercekci konusabildikleri ile ilgili. Topbas, bekledigimden de savunmaci, ve tabii secim oncesi surecte, AKP gudumunden uzaklasamayan (bu surec 2010’dan beri boyle) bir goruntu ciziyor.
- Topbas’in belki de soyledigi en dogru sey ‘korku uzerine siyaset yapiliyor bu ulkede’ derken ki yaptigi elestiri. Korkmak icin yeteri kadar sebep olustugu kesin, ama Topbas’in bahsettigi bu toplumsal hastalik malesef cok uzun zamandir mevcut.

- Sonuc olarak, insanin Kadir Topbas’i dinlerken incinmemesi zor! Oncelikle, adaylar arasinda yerel yonetimler ve kentlesme uzerine cok acik ara, kapsamli olarak konusabilen kisi Topbas. Bunda, meslegi ve tecrubesinin katkisi da var ama iki nokta cok muhim: Birincisi, Topbas'in kendi belediye olceginden verdigi her yanit, ister istemez merkezi hukumet duvarina carpacak. Konut politikalarini konusurken TOKI’den bagimsiz, ulastirma projelerini anlatirken Bakanliklar’dan muaf, deprem/afet onlemleri anlatilirken olusturulan duzmece yasal mevzuatlara takilmamasinin imkani yok. Ikinci olarak da, Kadir Topbas'in Dr. Mimar sifatina ragmen, Istanbul'da son 10 (ve hatta 15) yildir yapilan cok buyuk yanlislari, AVM'lesen sehri, yikimsal kentsel donusum projelerini, mekansal olarak ayrisan sehri, ve hicbir sekilde cozulmyen konut, trafik, vb.. sorunlari da goz ardi etmemek gerekiyor. Bu hususlarda, Topbas'in, halihazirda Erdogan'in yikici projelerine karsilik ayakta durabilecek ve olumlu katkilarda bulunabilecek adimlar atmis oldugunu soylemek kolay degil.
- Beni bu programda sasirtan sey, Kadir Topbas’i daha da az birikimli beklemis olmam, ama bir yandan da daha az AKP propogandacisi gormus olmayi dilemem. Halihazirda, onumuzdeki 5 yil daha Istanbul’un basina olma ihtimali en az Sarigul kadar yuksek olan birinden bahsediyoruz ve yaptiklari da, yapacaklari da, yapmak isteyip yapamayacaklarini da cok iyi tetkik etmek de yarar var. Is icraata gelince Topbas bazi konularda bir iki adim onde olsa da, yapilanma, planlama, surdurulebilirlik konularinda karnesi cok zayif. Butun bunlarin uzerine de bagli oldugu parti ve Basbakan mekanizmasi, zaten ilk secildigi gunden beri, bircoklarinin nezdinde kayip bir birliktelikten soz ediyoruz. Gonul tabii ki Topbas-Erdogan’li bir AKP’nin Istanbul’da hukum surmeye devam etmesinden yana degil, ama olasi bir senaryoda, gerekli muhalefetin nasil surdurulebilecegine dair notlarimizi buraya dusmek onemli.

No comments: